21 Mayıs 2013 Salı

Geçmişe Atlayış (6. Bölüm)

Merhaba, bu benim altıncı mektubum. Mektubu neden yazdığımı bilmiyorum doğrusu Belki can sıkıntısı belki ölen K-9 köpeğimdir. Bir önceki mektupta söylediğim köpek dün geceki iskelet saldırında öldü ama bunun için çok üzülmüyorum çünkü o ölmese ben ölecektim. Yaratıkların saldırışları artmaya başladı. Onlardan korunmak için kendime ev yapmalıyım. Acaba evimi neyden yapsam? Kumdan yapabilirim zaten ki adım ötemde çöl var. Kumları birleştirip kumtaşı yapacağım. Bunlarla büyük bir ev yapabilirim. Gerçi burada ev yapmak doğru bilemiyorum. Ben buradan kurtulmak istiyorum. Sevmediğim insanlara her gün merhaba demek, otobüslerde sıkış pıkış oturmak istiyorum. Daha doğrusu dünyada yaşamak istiyorum. Buranın cehennemden farkı yok! Hiç kimseden haber alamıyorum ne yapmam gerek onuda bilmiyorum. Belki yeni bir portal yapabilirim ama bu o kadar kolay olmaz lavı derinlerde bulabilirim bunun için demir kova gerekli hemde bir sürü... Her zaman olduğu gibi maden bulmak için derinlere ineceğim. Bu sefer yanıma zırh kılıç vs. gerekli malzemeler gerekiyor. O zaman ben hemen işe koyulayım. Bir sonraki mektubumu portalı yaptıktan sonra yazarım.

Geçmişe Atlayış (5. Bölüm)

5. Bölüm(Kurt Köpekleri)

Merhaba;


5. Mektubu yazabilmem gerçekten büyük bir mucize zaten bir önce ki mektupda da anlattım başıma neler geldiğini ama şimdi size bir iyi birde kötü haberim var. Önce iyi haberden başlayayım. Barakamda otururken dışarıdan bir havlama sesi geldi evet, çok ilginçtir ki bir havlama sesi, dünyamızda ki bildiğiniz havlama sesi çok şaşırdım ne yapacağımı bilemedim. Bilmediğim ve tanımadığım bir yer yada gezegen ve bir havlama sesi emin olun sandığınız kadar garip bir şey değil. Havlama sesleri çok yakındı ama güvenip dışarı çıkamadım nedeni ise 14 yaşındayken bisiklet sürdüğüm için kovalayan sokak köpeğiydi. Kovalayıp beni düşürmüştü ve ben düşüncede kaçmıştı. Neyse; köpek sesleri durmadan devam ediyordu vahşi olma olasılığı çok yüksekti. Kumu eritip camlar yapmıştım ve bunları pencere olarak barınağıma koymuştum. Camdan dışarı baktığımda köpek tamda camın önündeydi. Birden irkildim ve geri çekildim. Sonra köpeği izlemeye başladım.Köpeğe bir kuzu yaklaştı.
Köpek hiç düşünmeden kuzuyu öldürdü. Artık emindim bu köpek vahşiydi ve ondan korkmalıydım. Evde haps olmuştum öylece bir çözüm yolu düşünmeye başladım.
Biraz sonra köpeğe kemik verirsem uysallaşır diye düşündüm ama kemiği nereden bulacaktım? Kuzu filan kesip kemik toplayabilirdim ancak dışarı çıkamazdım. Madene inip demir bulup demirden bir kılıç yapabilirdim bu hiç kötü bir fikir değildi. Böylelikle köpek bana saldırsa da onu öldürebilirdim. Hemen madene indim bir kaç demir aradım ama bulamadım karanlığa doğru ilerledim. Ama her zaman ki gibi korkuyordum karşıma bir zombi çıkabilirdi. İlerledikçe hem kaybolma endişem hemde bir canavara yakalanma korkum artıyordu ve lanet olsun ki hiç bir yerde demir yoktu... Daha fazla gitmemin bir anlamı yoktu geri dönmeye başladım geri dönerken bir mağara daha fark ettim birde orayı denemeliydim ve girdim. Girmez olaydım! İçeride elinde ok olan bir iskelet vardı. Oracıkta bayılabilirdim ama bunu yapmak hiç iyi olmazdı.elimdeki kazmayla iskeletin kemikleri incilttim vuruyordum ama ölmüyordu hiç bir şey düşünemiyordum. sonra ondan kaçmaya başladım ve bir deliğe girdim birden düşündüğümde iskeleti öldürmem gerektiğini fark ettim çünkü en fazla kemik ondaydı. hemen çıktım, çıkmamla bana ok atması bir oldu yeni oku atmasına vakit kalmadı ki üstüne atladım ve oku elinden aldım(Aman Allah'ım beyni bile olmayan iskeletle düello yapıyorum.) Kafasını çevirerek boynunu kırmaya çalıştım ama olmadı ama kafasını çektiğimde artık yaşamıyordu.
Kemikleri aldım ve koşarak yukarıya çıktım. Önce köpeği kontrol ettim oradaydı sonra dışarı çıktım ve yanına yavaşça gittim uzaktan kemik uzaktım önce bir şey yapmadı sonra bir kemik daha verdim ve birden sevimli bir hal aldı hemen yere oturdu sanki eğitilmiş bir köpek gibi. Artık o benim K-9 köpeğim..

Geçmişe Atlayış (4. Bölüm)

4. Bölüm (Yaratıklar)


Kamerayı bulduğuma çok sevindim içinde bulunan resimler benimle yeniden buluşunca eski hatıralarımı anımsadım. Vietnam'daki fakir küçük çocukların masum bakışlarını, Rusya'da ki matruşka atölyeleri, Afrika'da ki teneke mahalleleri.. Hiç birinin değerini bilememişim. Daha doğrusu insanlar dünyanın değerini bilmiyor. Şu an sevdiklerimin yanında olmayı o kadar çok istiyorum ki. Sadece bir kıvılcım çıkarıp ateş yakmak için canım çıkıyor. Bu arada mektubu yazmamın nedeni çok garip olay yaşamam. Dediğim gibi ateşi yakmak için bir çakmaktaşı ve demire ihtiyacım var böylelikle kıvılcım çıkarıp kömür yakabiliyorum. Önce kömür toplamak için taştan bir kazma yaptım sonra çakmak taşını graveller arasından bulacağımı umut ederek bir kürek yaptım taştan. Demiri de derinlerde bulabilirdim bunun içinde merdiven yaptım. Kömürü buldum yanında gravel de vardı bir kaç tane çakmaktaşı bulup demir aramaya koyuldum biraz derine indikten sonra karanlık bir mağara buldum. İçerisi çok karanlıktı korktum elimde ateş yakacak materyal yoktu. Mağaranın içinden bu dünyaya yeni geldiğimde duyduğum garip sesler yankı yaparak geliyordu. Korka korka ilerledim. Birde ne göreyim kafamın tam üstünde ham demir. Hemen kazmamı elime aldım ve başladım vurmaya vurdukça daha çok demir düşmeye başladı ama sesler yaklaşıyordu çabukcak oradan ayrılmalıydım. Arkamı döndüm ve filmlerde ki gibi bir
ZOMBİ ! gözleri yaralı zehirlenmiş gibi yeşil. Kazmayı aldım ve kafasına geçirdim yeşil kanı yüzüme fışkırdı kazmayla birlikte onu orada bırakıp kaçacaktım ki zombinin elinde tavuk tüyleri olduğunu gördüm belki işime yarar diye hemen merdiveni kullanarak çıktım evime geldim taştan yaptığım ocağa ham demirleri koyarak eritip işledim artık işe yarar haldeler. Size zombinin resmini çizebilirim.



Geçmişe Atlayış (3. Bölüm)

3. Bölüm (Patlamanın etkisi)

Bu benim 3. mektubum şuan gerçekten nerede olduğumu bilmiyorum. Etrafımda mutlu mutlu öten bülbüller, bir kemik verirsem hayatlarını bana verecekmiş gibi bakan köpekler ve sadece kesilip yenmek için bekleyen domuzlar.. Sanki onlarda benim gibi çaresiz dolanıyorlar. Uzakta, önceden hatırladığım cismin yanına giderken tepesindeki karlı topraklarıyla sanki üstüme üstüme gelen dağlar sanki benim burada olmamı istemez gibi seyrediyorlar beni. Cismin yanına korkarak giderken güneş tam tepemdeydi neyse ki sanki ilkbahardaymışız gibi hava ne sıcak nede soğuktu. Yaklaşık 15 dakika boyuca bir tepeye tırmandıktan sonra o ulaşmaya çalıştığım şeye geldim geldiğimde gözlerime inanamadım! Çünkü ayaklarımın ucunda duran


şey seyahatlerimde yanımdan hiç eksik etmediğim fotoğraf makinemdi! Tüylerim diken diken oldu bir anda nasıl olabilir bu ? Sadece fotoğraf makinem ve ben mi vardık yoksa diğer eşyalarım da burada mıydı? Patlama yüzünden ne oldu ? Tüm bu soruların cevaplarını arayacağım. Ayrıca başımdan geçenleri de bu fotoğraf makinesi ile çekebilirim. Burası çok garip bir dünya umut ediyorum ki bu mektupları size ulaştırabilirim.

Geçmişe Atlayış (2. Bölüm)

2. Bölüm ( Dünya )

Bu size ikinci mektubum elimde çok az kağıt kaldı. Hee, bu arada kağıt yapmak için şeker kamışlarını kullanıyorum. Göllerin kenarlarında yetişiyor. Buraya hala ayak uyduramadım geceleri çok karanlık oluyor. Ayrıca yeni fark ettimde burada hayvanlar var ama hiç insan yok. Geceleri çok karanlık olduğundan kendime ışık bulmam lazımdı. Etrafta biraz çalı çırpı bulup üstüne kayaların arasında buldum ve tahta bir kazmayla çıkardığım kömürleri koydum ve bir kayaya vurarak ateş yaptım ilgibçtir ki bu kömürler hiç bitmiyor.. Yağmur yağdığından çok zor oluyordu bu nedenlede kendime ufak bir barınak yaptım.Eski insanlar nasıl yaşıyorlarmış?
Burada yaşam çok zor. Ne yazacağımı düşünürken ilerde ki tepenin başında bir şey gördüm ona bakmalıyım tanıdık bir şeye benziyor.

1. Bölüm (Portal)

Ben Bora. Bu mesajı size yaklaşık "2 milyon" yıl önceden yazıyorum. Çocukken hep bir yerlere ışınlanmak istemiştim. Yurt dışında okuduğum Harvard Üniversite'sinde 4 yıl boyunca öğrenim gördüm. Halâ çocukluk hayalimi gerçekleştirmek istiyordum. Tarihler 10.12.2012'yi gösterdiğinde de bir deney yaptım. Deneyden edindiğim bilgiye göre Lav ve Suyun birleşmesi sonucu oluşan Obsiyan taşları büyük ölçüde enerji içeriyor. Enerjiyi demir tozlarına yönelttiğimde demir tozlarının kaybolduğunu gördüm. Bunun bir ışınlanma olacağını düşünerek, her biri 144,5 KG ağırlığında obsiyan blokları döktüm. Bunları Mektubun altında çizdiğim gibi dizerek enerjiyi etkinleştirmek için bir ateş yaktım. Evimde bir patlama oldu.Kendimi 1 aydır uyuyor gibi hissediyorum. Etrafta kimseler yok. Hiçbir bina,insan nede bir yaşam belirtisi etrafa bakılırsa dünyanın başlangıcındayım. Lütfen bana yardım edin. Bu mektubu belki yeniden portal yapıp size yollayabilirim umuduyla yazdım. Şuan günümüzde tarih 21.05.2013 olmalı.




16 Mayıs 2013 Perşembe

Palaria 1.5.2


Oyununuza onlarca hatta yüzlerce yeni maden, kılıç, blok, canlı geliyor!
Madenler








Bloklar

Kılıçlar ve Aletler









Özel silahları,mobları,itemları ve zırhları oyun içinde bulabilirsiniz.

İndirdiğiniz dosyayı “mods” klasörüne atmanız yeterlidir.